- hoş, güzel
- ДАХЭ, ГУРЫХЬ, гоIу, гуахьы
Турецко-адыгский словарь. Хъуажъ Фахъри. 2007.
Турецко-адыгский словарь. Хъуажъ Фахъри. 2007.
güzel — sf. 1) Göze ve kulağa hoş gelen, hayranlık uyandıran, çirkin karşıtı Yalının en güzel odası bizimdi. Güzel kız. Güzel çiçek. 2) İyi, hoş Güzel şey canım, milletvekili olmak! Ç. Altan 3) Beklenene uygun düşen ve başarı düşüncesi uyandıran Güzel… … Çağatay Osmanlı Sözlük
HOŞ — f. İyi, güzel. * Tatlı. * Tuhaf, garip … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ÇEŞM-İ HOŞ-NİGÂH — Güzel bakışlı göz … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
içini ısıtmak — hoş, güzel bir şey hoşluk duygusu yaratmak, coşku vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
REYHAN — Hoş güzel koku. * Rızık ve maişet, rahmet. * Ekin yaprağı. * Fesleğen denilen kokulu bir ot … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
leziz — sf., Ar. leẕīẕ 1) Tadı güzel, lezzetli 2) mec. Hoş, güzel, zevkli, latif Bunun öte tarafında hayalî, leziz bir âlem mevcuttur. M. Ş. Esendal Birleşik Sözler abdülleziz … Çağatay Osmanlı Sözlük
körpe — sf. 1) Dalından yeni koparılmış, tazeliği üstünde, daha büyümemiş (bitki), kart karşıtı Körpe fidan. 2) Çok genç (kimse) Köşedeki masada körpe, ötekinde olgun birer hoş kadın... R. H. Karay 3) Yavruluktan henüz çıkmış (hayvan) Kaplan ve yılan,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
tatlıca — sf. 1) Biraz tatlı, az tatlı 2) mec. İçten, hoş, güzel Hikâyemizi böyle tatlıca anlatışından onu kucaklamak içimden geçiyordu. S. F. Abasıyanık 3) zf., mec. Hoş, yumuşak bir biçimde Hükûmetin kendilerini okşayarak tatlıca yöneterek zararlarını… … Çağatay Osmanlı Sözlük
cici — sf. Sevimli, cana yakın, hoş, güzel, hoşa giden Ümit! Ah benim cici kardeşim. A. İlhan Birleşik Sözler cicianne cicibaba cici bici cici mama Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller cicim! … Çağatay Osmanlı Sözlük
GEŞ — Edâ ve naz yaparak yürüme. * Lâtif, hoş, güzel … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ITR — Hoş ve güzel koku. Güzel kokulu şey. * Yaprakları güzel kokulu bir bitki … Yeni Lügat Türkçe Sözlük